Üçüncü Bölge / 3. Bölüm


Ne yazık ki korktuğum şey başıma geldi. Kayra'ya olan güvenimden dolayı tanıdığım istisna neticesinde Üçüncü Bölge tehlikeye girdi.

Dünkü uçuş talimi sonrası bir diğer etkinliğimiz yerlerden çöpleri toplamaktı. Bu etkinlik hem yuvamızın temizliği, hem de sakinlerimize zaten var olan sorumluluk duygularını fazlasıyla aşılamayı amaçlıyor. Bununla birlikte etkinlik esnasında herkes birbiriyle etkileşimde olduğu için hallerinden gayet memnunlardı. Hem sohbet ediyorlar, hem de yaşadıkları yeri güzelleştiriyorlar. Kayra yerdeki çöpleri birer birer alıp elindeki çöp torbasının içine attı. Herkes gülüp eğlenirken o söylenerek görevini yerine getiriyor, memnuniyetsiz bir tavır sergiliyordu. Bir kaç saat sonra temizlik bitmiş, herkes ellerindeki torbaları çağırdığımız çöp konteynırına sırayla atmaya başladı. Kayra ise elindeki torbayı bir hışımla fırlattı ve çöpler ortalığa dağıldı sonra daha çok sinirlenerek koşar adımlarla evine doğru yola koyuldu. İçerisindeki kin ve öfke epey hissediliyor, insanlar hayretle izliyordu sadece.

Kayra evine vardıktan sonra kendini eve kapatmış, Efsun'un davetine de gitmemişti. Efsun ve kocası onu saatlerce beklemiş fakat o evden hiç çıkmamıştı. Evin içinde bir ileri bir geri dönüp duruyor ve olanları düşünüyordu. Bu yüzden üzülüyor ve kendine sürekli "neden buradayım sanki", "keşke birinci bölgeye gitseydim", "ben iyi biri olmak istemiyorum ki" gibi şeyler söyleyip duruyordu. Daha sonra üzgün ve sinirli bir şekilde uykuya daldı.

Güne dışarıdaki sesler ve kargaşayla başladım, asistanım Simge başımda dikilmiş beni uyandırmaya çalışıyor ve "efendim bir baksanız iyi olur" diye sesleniyordu. Hemen uykulu bir şekilde yatağımdan kalkıp ofisimden aşağı, meydana indim. Gördüğüm manzara karşısında adeta şaşkına dönmüştüm, inanılmaz ve garip bir şekilde havadan çöpler yağıyordu. İnsanlar bağırarak sağa sola kaçışıyor ve sokaklar çöplerle doluydu. Tam bir kaos ortamı!

Simge'den megafonumu istedim ve herkese sakin olmasını, hemen ofisimin bodrum katındaki acil toplanma yerine gelmelerini anons ettim. Acil toplanma alanımız yer yüzünün 10 kat altında bulunan dört tarafı çelik duvarlarla kaplı büyülü bir yerdir, asansörle inilip içeri girildiğinde herkes otomatik olarak kırmızı-yeşil düz çizgili eşofman takımlarını giymiş olur ve ebedi bir dinginlik yaşarlar. Kısa süre içerisinde on binlerce sakinimiz toplanma alanımıza geldi ve kürsüye çıkarak kısa bir konuşma yaptım.

"Herkes sakin olsun! Bir şeylerin yolunda gitmediği ortada ama bunu kısa süre içerisinde çözeceğim. Endişelenmenize gerek yok, her şey kontrolüm altında. En kısa sürede problemi gidereceğim..."

Kayra topluluğun en arkalarında yere bakarak utangaç bir şekilde öylece beni dinliyordu, sanırım yol açtığı sorunun farkındaydı. Kürsüden inerek toplanma alanından ayrıldım ve herkese orada kalmalarını söyledim. Ofisime çıkıp çok gizli kasamı açtıktan sonra kutsal kartlarımı çıkardım. Kutsal kartlar dört elementi temsil etmektedir; ateş, su, toprak ve hava. Kartları önümde açıp yan yana dizdim ve kolyemi çıkartıp içerisindeki sihirli tozdan bir miktar üstlerine döktüm. Saniyeler içerisinde rengarenk soyut nesneler oda içerisinde gezinmeye ve patlamaya başladı...

...camdan dışarı baktığımda ortalık yatışmış, kaos sona ermişti. Megafonu tekrar alarak bir anons daha yaptım.

"Artık güvendesiniz, toplanma odasından çıkıp özgürce dışarıda gezinebilirsiniz."

İnsanların teker teker çıktığını görüyordum, Kayra en son çıktı ve başı hâla yere eğik bir şekilde sessizce evine doğru yola koyuldu.

Ona biraz yalnız kalması için vakit tanıdım ve bu süreçte de ofisimde Simge ile birlikte durum değerlendirmesi yapıyorduk. Zaten bildiğini bildiğim halde buna Kayra'nın sebep olduğunu söyledim ve ne yapabileceğimiz konusunda tartışmaya başladık. Birinin ona iyi bir insan olmayı öğretmesi konusunda hemfikirdik. İkimizin de aklına aynı şey geldi, aramıza yeni katılan ve çok iyi bir insan olan, bir kaza sonucu ölen ve Kayra'dan bir gün önce gelen İhsan ile ikisini tanıştırmak. Böylelikle Kayra, İhsan'dan iyi biri olmayı öğrenecek hem de birbirlerine arkadaş, yoldaş olacaklardı. Hem belki böyle ben de Kayra'yı daha az düşünür ve kendi işlerime odaklanabilirdim.

Simge'ye dönüp "yarın ilk iş ikisini de yanıma çağırıp bu işi halledeceğim" dedim.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski