Üçüncü Bölge / 2. Bölüm


Kayra iyi bir insan olma sınavının ilk gününe başladı, dün evinde yaptığımız ufak sohbet sonrası aklındaki soruları gidermeye epey gayret ettim. Lakin yine de neden Üçüncü Bölgede olduğuna anlam verememişti. Bunun bir yanlışlık olduğunu ve kimseye söylememesi gerektiğini, gerçeği öğrenirsem onu hemen Birinci Bölgeye süreceğimi düşünüyordu. Bunun bir sınav olduğundan habersizdi ama böylesi onun için daha iyiydi. Çünkü gerçeği öğrenirse bu gerçek bir sınav olmaz ve iyilik yapma duyguları yapmacık olacaktı, bu istediğimiz son şey.

Evinde biraz vakit geçirdikten sonra yaşadığı muhiti tanımak için evinin bahçesine çıktı, hemen bitişiğinde komşusu Efsun'un şato büyüklüğünde muazzam evi bulunmaktaydı. Kayranın evinden ortalama on kat daha büyük olan bu ev oldukça gösterişli, dış cephesinde gümüş işlemeler olan ve ışıl ışıl parlayan, mimarisi mükemmel derecede bir yapıdaydı. Evi iç geçirerek bir süre izledi ve "neden ben de böyle büyük bir ev istemedim" diye söylendi. Ardından "merhaba" diye bir ses duydu, bu komşusu Efsun'un sesiydi. Efsun, çitlerin arkasından göründü ve gülümseyerek Kayraya doğru baktı. Kayra da "selam" diye karşılık verdikten sonra Efsun çitlerin etrafından dolaşarak Kayra'nın bahçesine geldi ve tanışmaya, sohbet etmeye başladılar.

Efsun, 25 yaşında kumral tenli ve önceki hayatında Ankara da yaşayan bir kızdı. Bir akşam arkadaşlarıyla birlikte eğlenmek için lunaparka gittiler ve bindiği trenin aşırı hız yapması sonucu raylarından ayrılması üzerine o yükseklikten aşağıya düşerek hayatını kaybetti ve Üçüncü Bölgeye geldi. Hayatı boyunca kimseye bir kötülüğü ve zararı bulunmayan Efsun, boş vakitlerinde hasta ve yaşlı bakım evlerine gönüllü olarak gidip onları mutlu eder, evsiz ve kimsesiz insanlara bağışta bulunurdu. Kayra'nın ondan öğreneceği çok şey vardı.

"Sen nasıl öldün?" diye sordu Efsun, Kayra'ya. Kayra, Dünyada nasıl biri olduğunu ifşa etmemeliydi, bu yüzden yüksek doz uyuşturucu içerek öldüğünü söyleyemezdi. Bu duyulursa Birinci Bölgeyi boylamasının kaçınılmaz olacağını düşünüyordu. Efsun'a dönüp "trafik kazası" diyerek geçiştirdi Kayra. Efsun, onun üzgün olduğunu ve bu yüzden bu konu hakkında konuşmak istemediğini düşünerek konuyu kapattı ve Kayrayı evine akşam yemeğine davet etti, daha sonra vedalaşarak yanından ayrıldı.

Kayra bu kısa sohbetin ardından bahçesinden çıktı ve bir kaç bin kilometreyi on saniye gibi kısa bir sürede yürüyerek benim de ofisimin bulunduğu, Üçüncü Bölge Merkezi'ne geldi. Etrafı yeşillikler ve parklarla çevrili olan Merkezimiz, tamamen doğal bir alanda bulunmakta. Kayra insanlara başıyla selam vererek yürümeye devam ediyor ve etrafı gözlemliyordu. Herkesin güler yüzlü ve mutlu olması onu şaşırtıyordu, öbür dünyanın böyle bir yer olduğu aklının ucundan bile geçmezdi.

Meydandaki Yunus Anıtı'nın yanına geldi ve karşısındaki binaya baktı, bu bina öldükten sonra ilk geldiği yer yani benim ofisimdi. Camdan onu seyrettiğim esnada göz göze geldik ve ona gökyüzünü işaret ettim. Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı, uçan insanları gördü. Başını sağa çevirdiğinde ise diğer insanların sıraya girdiğini gördü. Hemen yanlarına gitti ve sıraya durdu. Bu esnada en öndeki insanların ne yaptığını izliyordu. Herkes sırayla bir dairenin içine girip havalanıyorlardı, bundan büyük heyecan duydu. Sabırsızlıkla sırasını beklemeye başladı ve sıra ona geldiğinde Üçüncü Bölge Danışmanımız, yürüyen bir ansiklopedi ve hem de benim asistanım olan Simge çıkageldi. Bu Kayra'nın ilk uçuşu olduğu için ona kask, dizlik ve kolluklarını uzattı ve giyinmesinde yardımcı oldu. Kayra dairenin ortasında durdu ve gözlerini kapatıp havalanmaya başladı. Çocuklar gibi şendi, heyecan eşliğinde kahkahalar atarak gökyüzünde süzülüyordu.

Üçüncü Bölge de gün içerisinde bir çok aktivite oluyor, uçmak da bunlardan yalnızca bir tanesi. Günde üç saat boyunca Merkez de bulunan uçuş alanlarına gelip havalanabilir ve ister dilediğiniz bir yere gidebilir isterseniz de gökyüzünde uçsuz bucaksız bir gezintiye çıkabilirsiniz. Üç saat olmasının sebebi hava yollarında bir kargaşa çıkmaması ve insanların yer yüzündeki aktivitelere de vakit ayırmasından başka bir şey değil. Kayra saatlerce havada kaldıktan sonra yere inip heyecandan ve mutluluktan dizleri titreyerek üzerinde ekipmanları çıkardı Simge'ye uzattı ve kibarca "teşekkür ederim" dedi.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski